Timur Selçuk / Ruhi Su Dostlar Korosu Eski Şefi

Timur Selçuk ile Ruhi Su’ nun dostlukları 1970’ li yıllara ve hatta belki de daha öncesine kadar gider… 

Birçok kez aynı sahneyi paylaşırlar, turnelerde yol arkadaşlığı yaparlar. Timur Selçuk’ un, Ruhi Su’ nun ölümünden hemen birkaç gün sonra, 23 Eylül 1985 günü yazdığı, aralarındaki dostluğun, ağabey-kardeş ilişkisinin ve Timur Selçuk’ un öğretmenine duyduğu saygının ve sevginin sıcacık bir ifadeyle kâğıda döküldüğü yazısını aşağıda paylaşmak istiyoruz… 


SIDIKA’ LI, ILGIN’ LI YALIN AŞKLAR: RUHİ SU/ 23 EYLÜL 1985 
 
-TİİİMUUUR dün gece uyutup beni nereye gittin gene? 
 
Almanya turnelerinden birisinde, sabah kahvaltı masasında böyle takılıyordu Ruhi ağabey bana. Kendisi konser dönemlerinde özel bir dikkat gösterirdi yaşantısına. Gece en geç 23.30 civarı dostlarından izin ister odasına çıkardı.
 
O yattıktan sonra, kesinlikle bir şeyler yapacağımızdan emin olduğu için, bana da “Sen nasıl olsa birazdan yatarsın, yarın konser var…” derdi. 
 
Sabah, 9, 10 arası, o güzel sesiyle yaptığı temrinlerle uyanır, tembelliğimizden utanırdık… 
 
Hayranlık duyduğum iki insana hep koştum, ama yetişemedim. M.N. Selçuk’ a, İstanbul Oda Orkestrası’ yla eşlik edebilseydik keşke – iki büyük ses, iki büyük inanç, iki büyük inat, iki büyük usta, yolları ayrı olsa da-
 
-Timur sana tekila yaramıyor! 
 
Amsterdam’ da, Hollandalı güzel rehberimiz ve bizim sadece çok sevdiklerimize anlattığımız “mutaassıp” öyküler. 
 
Konser günleri sabah yapılan ses açma temrinleri. Öğle yemeğinden sonra dinlenme. Akşamüstü konser programının yumuşak bir sesle geçilmesi. Kabil olduğu kadar az ve alçak sesle yapılan konuşmalar-Gevezelerden kaçış- Ve bütün –birikimin sahnede sergilenmesi- işte Ruhi Su’ nun bir günü.
 
– O küçükler neydi? Bir tane onlardan içebiliriz.
 
– Underberg, Ruhi ağabey, mideye iyi gelir.
 
– Mideye iyi gelseydi, küçük şişeye koymazlardı!
 
Bir gece önce, ölçüsünü aştığımız içki konusunda diplomatik dilde uyarıldığımızı anlamak için ayran ya da süt içmiş olmaya gerek yok(tarafımızdan 4 ölçü sessizlik !)
 
Türkülerin çağdaş bir yorumla seslendirilmelerindeki yabancılaşma engelinin en güzel çözümünü görürüz Ruhi Su okuyuşunda.
 
Keşke besteciler ve opera sanatçıları gerekli dersleri alabilseler bu örneklerden. Cahil ve ezilmiş insanımıza tepeden bakmayan bir sesleniş. Bilgili, dürüst, onurlu, ama alçak gönüllü, sevecen, derde-neşeye ortak. İşte Ruhi Su.
 
-Tiiimuuur, sen önce çık. Salonu şöyle bir çalkala. Millet hızını alsın ki beni sakin ve dikkatlice dinleyebilsinler.
 
Programların sadece ajitasyon doğrultusunda yapılmaması konusunda bir diplomatik uyarı daha. Gene ayran ya da süt içmiş olmak önemli değil (8 ölçü sessizlik! )
 
Dünya görüşünden ayrılmayan bir sanat anlayışı. Bir sabır küpü ki seyredeni çatlatır. Gelecek günleri görenlerin sakin inancı. Vefalı, yalansız, yalın dostluklar. Sıdıka’ lı, Ilgın’ lı yalın aşklar. Gene Ruhi Su.
 
– Valla onu bunu bilmem. Orada Münir babayla-oohhhh! Huriler, yiyecek, içecek, temiz hava, mis gibi kokulu çiçekler. Allah versin. Ben gelene kadar size izin. Ben geldikten sonra erken yatmak yok. Şarkıları başkaları söylesin. Ben sizi gezdireceğim arkadaş…
 
– Tiiimuuur, sana dostların ölüm haberi yaramıyor!
 
(Sessizlik) 
 
Başımız sağ olsun/ 23 EYLÜL 1985 
 

Timur Selçuk 

Ruhi Su ile birçok kez aynı sahneyi paylaşan Timur Selçuk Ruhi Su’ nun 20 Eylül 1985 ‘ te aramızdan ayrılmasının ardından “Dostlar Korosu” nu çalıştırdı.

30 Mart 1987’ de “Harbiye Konak Sineması” nda gerçekleştirilen “Ruhi Su Anma Gecesi” nde sahnede Sarper Özsan ile birlikte “Dostlar Korosu” nu yönetti ve piyanosu ile geceye katıldı.

Genco Erkal’ ın düzenlediği anma gecesi İlhan Selçuk’ un konuşması ile başlamış, Timur Selçuk ve Sarper Özsan’ ın yönetiminde Pir Sultan Abdal’ dan, Karacaoğlan’ a; halk türkülerinden, Ruhi Su’ nun türkülerine kadar geniş bir repertuvarla sahne alan “Dostlar Korosu” na piyanoda Elif Turan ve Timur Selçuk, gitarda Gökçen Taşkıran, vurma çalgılarda Selim Selçuk eşlik etmişti. Konsere Hüseyin Başaran, Günay Pesen, Esin Afşar türküleriyle, Genco Erkal şiirleriyle, fotoğraf sanatçısı İsa Çelik dialarıyla, Mehmet Akan’ ın yönetiminde “Dostlar Hasad” dans gurubu danslarıyla katılmışlar, gecede Avustralya Televizyonu’ nun hazırladığı bir “Ruhi Su Belgeseli” de gösterilmişti.

Sonraki yıllarda da zaman zaman aynı sahnede yer aldığımız Timur Selçuk ile yollarımız, yıllar sonra kez kez Taksim’ de kutlanan tarihi 1 Mayıs 2010 Taksim Mitingi için oluşturulan “1 Mayıs Sanatçılar Korosu” nda bir kez daha kesişti. Koroda RSDK koristleri olarak bizler de katıldık. Timur Selçuk, sözleri Berthold Brecht’ e ve bestesi RSDK eski şeflerinde Sarper Özsan’ a ait olan ve Türkçe, Ermenice ve Kürtçe dillerinde seslendirdiğimiz “1 Mayıs Marşı” na piyanosuyla ve sesiyle eşlik etti.

Timur Selçuk’ un, Ruhi Su Dostlar Korosu için çok seslendirdiği bazı halk türkülerini konserlerimizde zaman zaman seslendiriyoruz. 


Ses sanatçısı ve orkestra şefi, besteci Timur Selçuk 2 Temmuz 1945’ te İstanbul’ da doğdu.

Babası, geleneksel Türk Müziği ustalarından, besteci, ses sanatçısı, orkestra şefi Münir Nurettin Selçuk, annesi tiyatro sanatçısı Şehime Erton’ dur.

Bir yandan Galatasaray Lisesi’ nde, bir yandan da İstanbul Belediyesi Konservatuvarı’ nın(bu gün İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı) solfej, armoni ve piyano bölümlerinde eğitim gördü. Daha sonra 1964 yılında Paris’e giderek “Ecole Normale de Musique de Paris” müzik okuluna gitti. Bu okulun piyano, orkestra şefliği ve bestecilik sınıflarına devam etti.

1965 yılından başlayarak Ümit Yaşar Oğuzcan, Faruk Nafiz Çamlıbel, Nazım Hikmet, Orhan Veli gibi şairlerden şarkı formunda eserler bestelemeye başladı ve 1967 yılında ilk plağını doldurdu. Bu plağın ilgi görmesi üzerine Orhan Veli, Nazım Hikmet ve Atilla İlhan şiirlerinden bestelediği şarkılarını piyanosu eşliğinde seslendirerek bir dizi konserler başlattı. Birçok demokratik kitle örgütlerinin etkinliklerinde de sahne aldı. Dönemin politik mücadelesinin “Güneşin Sofrasında Söylenen Türkü”, “Hürriyet Marşı”, “Türkiye İşçi Sınıfına Selam” gibi simge yapıtlarına imza attı.

1974’ te, Türkiye’ ye döndükten sonra, oda müziği, tiyatro ve film müziği çalışmalarına ağırlık vermeye başladı.

1977’ de “İstanbul Oda Orkestrası” nı kurdu. Bu toplulukla, tümüyle özgün kendi bestelerinin yanı sıra, geleneksel müziklerimizden seçilmiş örneklerin çok sesli yorumlarını gerçekleştirdi.

Şarkı formunda çok sayıda besteleri bulunan Selçuk’ un birçok tiyatro ve film müziği, oda müzikleri, opera müzikleri bestelemiştir.

1977’ de “Çağdaş Müzik Merkezi” adıyla kendi müzik eğitimi merkezinde öğrenci yetiştirmeye başladı.

1975 yılından başlayarak, Saadet İkesus’ la şan eğitimi gördü. 

Timur Selçuk Ankara Sanat Tiyatrosu(AST) ile 10 yıl çalıştı.

Kendi seslendirdiği şarkılarında lirik sanatın kurallarına uygun bir üslup seçti. Gerek orkestra yapıtlarında ve düzenlemelerinde, gerekse sözlü ya da sözsüz sahne ve film müziklerinde, ritmik melodi ve armonik ögelerle bütünleşen bir orkestasyon uygulayarak, modern yazı tekniklerine yer vermeye özen gösterdi; hem dramatik hem de lirik bir müzikal atmosfer yaratma yolunu seçti. Geleneksel Türk Müziği birikimini sık sık başvurduğu zengin bir kaynak olarak değerlendirdi.

Timur Selçuk sadece Türkiye’ de değil, Amerika, Fransa, İngiltere, Rusya, Almanya, Belçika, Hollanda, İsveç, Polonya, Bulgaristan, İspanya gibi ülkelerde de orkestra şefi ve sanatçısı olarak konserler vermiştir.

Timur Selçuk 1998 yılında Kültür Bakanlığı’ nca verilen “Devlet Sanatçısı” unvanını almıştı.

Timur Selçuk 2010’ da CRR’ de ve Lütfi Kırdar Kongre Merkezi’ nde düzenlenen “Münir İstanbul” konserlerinde yönettiği senfonik orkestra, Türk müziği korosu ve Türk müziği sazlarından oluşan yaklaşık 100 kişilik bir müzik topluluğu ile babasının eserlerini çağdaş bir yorumla sunduğu konseri tam anlamıyla bir müzik şöleniydi. 

 …

Timur Selçuk geçen yüzyılın sonunda yazdığı bir yazısını ”…21. Yüzyıl, dünyamızda, her görüşten ahlaklı insanların, ahlaksızlara karşı vereceği mücadelenin sergileneceği bir tarih dilimi olacaktır.” öngörüsüyle bitiriyordu. Ruhi Su’ da örneğini yaşadığımız doğruluğun, ahlakın bu gün de hemen çevremizden başlayarak, dostluğumuzu pekiştiren bir güç haline gelmesini,  yaşadığımız toplumu da sarıp sarmalamasını yürekten diliyoruz ve RSDK koristleri olarak inatla bunun çabasını hayatın her alanında veriyoruz.

Ruhi Su Kültür ve Sanat Derneği

 TİMUR SELÇUK’ UN YAPITLARI:

-Bazı Şarkıları: Ayrılanlar İçin, Çoban Çeşmesi, Bu Gün Yarın Daima, İspanyol Meyhanesi, Beyaz Güvercin, Kırık Kalpler, Hürriyete Doğru, Karantinalı Despina, Pireli Şarkı, Dönek Türküsü, Güneşin Sofrasında Söylenen Türkü…

-Tiyatro Müzikleri: Bilgesu Erenus’un “ Havuç mu, Sopa mı?” oyunu için “Nereye Payidar?”, “ Tak-Tik”, “Sakıncalı Piyade”, “804 İşçi”, “Ferhat İle Şirin”, “Şeyh Bedrettin Destanı”, “Küçük Adam N’oldu Sana ?”, “Rumuz Goncagül”, “Galileo-Galilei”,” Woyzeck”, “Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz”, “Halide”, “Lozan”, “Abdülcanbaz”.

– Oda müziği yapıtları: gitar ve yaylılar için “Paris Mektupları”, soprano saksafon ve yaylılar için “Saksağan”, solo kontrbas ve yaylılar için “Bir Çift Sözüm Var”, arp ve nefesli çalgılar için “Bentler”, iki piyano için “Pireli Yapıt”, Michigan Üniversitesi Verd Her Trio Grubu’ nun isteği üzerine bestelediği piyano, keman ve klarnet için “Yolculuk”, “Tarih Merdiveni Bale Süiti”, “Mevlana Uvertürü”, “Yunus Emre Bale Müziği”, “Üç İstanbul Süiti”, Şan ve piyano için çağdaş Türk şairlerinden şarkılar.

– Film Müziği: “Üç İstanbul”, “Hakkâri’ de Bir Mevsim” 1982-83 Erden Kral, “Vatan Yolu (Die Heimreise) 1987-88 Enis Günay ve Rasim Konyar, “Mavi Sürgün” (Das Blaue Exil) 1992-93 Erden Kral, “Abdül Hamit Düşerken”, “Güllüşan”, “Kuyucaklı Yusuf”, “Polis” 

– Dizi film Müziği: “Sarı Pınar 1914”, “Cahide”.

– Belgesel Müziği: “İstanbul’ un Çağırdığı Su”

– Çocuk Operası : “Bir Uzay Masalı”

– Müzikal: “Yasaklar”